Ankara vs Londra - Hidra

Geniş çaplı haremlerde tüm beyinler on gram

Sefaletli hudutlarda vefat etti son kral

Güz gelir haramiler kefaletle kol kırar

Ben ve bir kadındı sanki Ankara’yla Londra

Boş bakıştı bir cihanı ayrı koyan sebepler

Eli sikinde gezenlerse habersizdir edepten

İştah falan kalmadı böyle kafayı yemekten

Şimdi caddelerde dolanmaktadır bu melekler

Başardığımı duyduğunda baş ağrınız nüksedip

Tavan yapar sinirler Hidra daha da yükselir

Perdelerimi kirletirken cesetlerinin külleri

Ben susup bi fırtınayla soldururdum gülleri

Şarap kokusu sarsın odamı başım dönsün bir anda

Fazilet fazileti istemektir İlah’tan

Mağdur olan katledildi boşa yazıldı kitaplar

Bak bu kez sağ elimde kalem değil silah var

Test edip aklımızorlama sabrımı isteyip hakkını koy tavrını

Tabutta saklı bu hayat ve kahrını çeken suratlar geceleri kanlıdır

Kendiri kandırıp aptalı andırır şehrim yandımı oynatıp aklımı

Kırarım tahtımı ve sönük bahtımı alevlendiren yalan bi sanrıdır

Aşırı dozda sigaradan atılmıştım okuldan

Obsesif bi hastayım bence yanıma sokulma

Şeytan olur kadınlar bedenlerine dokunmam

Nası bi iş bu kalbinin odalarında kokum var

Güneşi gören o penceremde güz tadında pençeler

Saklı bütün sırlarım ve aklı tek bi ben çelen

Hazanı gördü gözlerim sustuğunda serçeler

Umarsız bi kasaba burası çok düşünme bence gel

Kaldırım buzlanırsa iblisin de uslanır

Başım dikti bunca sene gör gönül bu susmadı

Kör görür ve yol çizerdi falçatayla sustalı

Kalfa olmak ister hepsi Fatih Uslu ustadır

Bakma öyle suratıma işin bitti der gibi

Şimdi git ve bulaşma çünkü baya gerginim

Dünkü hayat derslerinde sallanırdı gel gitim

Gökten iner alevler dualarıma serpilir

Test edip aklımızorlama sabrımı isteyip hakkını koy tavrını

Tabutta saklı bu hayat ve kahrını çeken suratlar geceleri kanlıdır

Kendiri kandırıp aptalı andırır şehrim yandımı oynatıp aklımı

Kırarım tahtımı ve sönük bahtımı alevlendiren yalan bi sanrıdır