Şeyh Bedrettin Destanı - Cem Karaca, Edirdahan

Şeyh Bedrettin Destanı - Cem Karaca, Edirdahan

Альбом
Safinaz
Год
1994
Язык
`turkiska`
Длительность
296530

Nedan finns texten till låten Şeyh Bedrettin Destanı , artist - Cem Karaca, Edirdahan med översättning

Låttexten " Şeyh Bedrettin Destanı "

Originaltext med översättning

Şeyh Bedrettin Destanı

Cem Karaca, Edirdahan

Sıcaktı

Sıcak

Sapı kanlı, demiri kör bir bıçaktı

Sıcak

Sıcaktı

Bulutlar doluydular

Bulutlar boşanacak

Boşanacaktı

O kımıldanmadan baktı

Kayalardan

Iki gözü iki kartal gibi indi ovaya

Orda en yumuşak, en sert

En tutumlu, en cömert

En seven

En büyük, en güzel kadın;

TOPRAK Nerdeyse doğuracak doğuracaktı

Sıcaktı

Baktı Karaburun Dağlarından O

Baktı bu toprağın sonundaki ufka çatarak kaşlarını;

Kırlarda çocuk başlarını kanlı gelincikler gibi koparıp

Çırılçıplak çığlıkları sürükleyip peşinde

Bes tuğlu bir yangın geliyordu karşıdan ufku sarıp

Bu gelen Şehzade Murat’tı

Hükmü Humayun sadır olmuştu ki Şehzade Murat’ın ismine

Aydın eline varıp Bedreddin halifesi mühid Mustafa’nın başına ine

Sıcaktı

Bedreddin halifesi mühid Mustafa baktı

Baktı köylü Mustafa

Baktı korkmadan, kızmadan, gülmeden

Baktı dimdik dosdoğru

Baktı O

En yumuşak, en sert

En tutumlu, en cömert

En seven

En büyük, en güzel kadın;

TOPRAK Nerdeyse doğuracak doğuracaktı

Baktı Bedreddin yiğitleri kayalardan ufka baktılar

Gitgide yaklaşıyordu bu toprağın sonu fermanlı bir ölüm kuşunun kanatlarıyla

Bu kayalardan bakanlar, onu

Üzümü, inciri, narı;

Tüyleri baldan sarı

Sütleri baldan koyu davarlan

Ince belli aslan yeleli atlarıyla

Duvarsız ve sınırsız bir kardeş sofrası gibi açmıştılar

Sıcaktı

Baktı

Bedreddin yiğitleri baktılar ufka…

En yumuşak, en sert

En tutumlu, en cömert

En seven

En büyük, en güzel kadın;

TOPRAK Nerdeyse doğuracak, doğuracaktı

Sıcaktı

Bulutlar doluydular

Nerdeyse tatlı bir söz gibi ilk damla düşecekti yere

Birdenbire

Kayalardan dökülür, gökten yağar, yerden biter gibi

Bu toprağın verdiği en son eser gibi

Bedreddin yiğitleri şehzade ordusunun karşısına çıktılar

Dikişsiz ak tibaslı baş açık, yalnayak ve yalınkılıçlılar

Mübalağa cenkolundu

Aydının Türk köylüleri

Sakızlı Rum gemiciler

Yahudi esnaflan

Onbin mühim yoldaşı Börklüce Mustafanın

Düşman ormanına onbin balta gibi daldı

Bayrakları al, yeşil

Kalkanları kakma, tolgası tunç saflar pare pare edildi ama

Boşanan yağmur içinde gün inerken akşama

Onbinler ikibin kaldı

Hep bir ağızdan türkü söyleyip

Hep beraber sulardan çekmek ağı

Demiri oya gibi işleyip hep beraber

Hep beraber sürebilmek toprağı

Ballı incirleri hep beraber yiyebilmek

Yarin yanağından gayri her şeyde, her yerde hep beraber diyebilmek için

Onbinler verdi sekizbinini…

Yenildiler

Yenenler, yenilenlerin dikişsiz akgömleğinde sildiler

Ve hep beraber söylenen bir türkü gibi, kılıçlarının kanını

Hep beraber kardeş elleriyle işlenen toprak

Edirne sarayında damızlanmış atların eşildi nallarıyla

Tarihsel, sosyal, ekonomik şartların zaruri neticesi bu

DEME…

Bilirim

O dediğin nesnenin önünde kafamla eğilirim

Ama bu yürek

O bu dilden anlamaz pek

O «Hey gidi kanbur felek, hey gidi kahpe devran hey», der

Ve teker teker

Bir an içinde

Omuzlarında dilim dilim kırbaç izleri, yüzleri kan içinde

Geçer çıplak ayaklarıyla yüreğime basarak

Geçer Aydın ellerinden Karaburun mağlupları

Dostlar

Biliyorum

Dostlar

Biliyorum nerde, ne haldedir O

Biliyorum gitti gelmez bir daha

Biliyorum bir deve hörgücünde, kanayan bir çarmıha, çırılçıplak bedeni mıhlıdır

kollarından

Dostlar bırakın beni, bırakın beni

Dostlar bir varayım göreyim Bedreddin kullarından Börklüce Mustafayı Mustafayı

Boynu vurulacak ikibin adam, Mustafa ve çarmıhı

Cellat kütük ve satır herşey hazır herşey tamam

Kızıl sırma işlemeli bir başa, altın üzengiler, kır bir at

Atın üstünde kalın kaşlı bir çocuk, Amasya padişahı şehzade Sultan Murat

Ve yanında onun bilmem kaçıncı tuğuna ettiğim Bayezid paşa

Satırı çaldı cellat

Çıplak boyunlar yandı nar gibi

Yeşil bir daldan düşen elmalar gibi birbiri ardına düştü başlar

Ve her baş düşerken yere

Çarmıhından Mustafa

Baktı son defa

Ve her yere düşen başın kılı depremedi;

İRİŞ DEDE SULTANIM İRİŞ dedi bir

Başka bir söz demedi

2+ miljoner sångtexter

Låtar på olika språk

Översättningar

Högkvalitativa översättningar till alla språk

Snabbsökning

Hitta texterna du behöver på några sekunder